Türkiye'de kadın, çocuk ve hayvan olmak zor olabilir. Kadın cinayetleri ve çocuk istismarı gibi konular ciddi toplumsal sorunlardır. Sokak hayvanlarının yaşam mücadelesi de oldukça zordur. Sevdiği insana asla kıyamaz diyen cümle, olayların karmaşıklığını yeterince yansıtmamaktadır.
Sokak hayvanlarına zarar verenlerin vicdan azabı duyması gerekir. Dilsiz oldukları için seslerini duyuramayan bu canlıların yaşam hakkı vardır.
Hükümetin çıkardığı sokak hayvanları ile ilgili kanun yetersiz kalmaktadır ve uygulamasındaki eksiklikler nedeniyle hayvanların korunması konusunda istenilen sonucu vermemektedir. Kanun maddeleri aşağıdadır:
Kanun Maddeleri (Özet):
Madde 1 (Amaç): İnsan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilerek hayvanların rahat yaşamlarını ve iyi muameleyi sağlamak, acı, ıstırap ve eziyetten korumak ve mağduriyetlerini önlemektir.
Madde 2 (Kapsam): Bu Kanun, amaç maddesi doğrultusunda gerekli düzenlemeleri, önlemleri, eşgüdümü, denetimi, sınırlamaları, yükümlülükleri ve cezai hükümleri kapsar.
Madde 3 (Tanımlar): Bu madde, "yaşama ortamı", "etolojisi", "ekosistem", "tür", "evcil hayvan", "sahipsiz hayvan", "güçten düşmüş hayvan", "yabani hayvan", "ev hayvanı", "sahipli hayvan", "hayvan bakımevi", "deney", "deney hayvanı", "kesim hayvanı", "Bakanlık" ve "rehabilitasyon" terimlerini tanımlar. (Detaylı tanımlar metinde mevcuttur, ancak burada özetlendi.)
Uygulamada yetersiz denetim ve ceza mekanizması: Kanun, hayvanlara kötü muamele edenlere ve sahipsiz hayvanlara zarar verenlere yeterince caydırıcı cezalar öngörmüyor. Denetim mekanizmaları zayıf ve cezaların uygulanması konusunda ciddi aksaklıklar yaşanıyor. Ceza uygulanması tutarsız ve genellikle caydırıcı değil.
Belediyelerin sorumluluklarının net olmaması: Kanun, belediyelerin sokak hayvanlarının bakım ve kısırlaştırma sorumluluklarını belirtiyor ancak bu sorumlulukların yerine getirilmesi konusunda yeterli kaynak ve denetim mekanizması bulunmuyor. Bazı belediyeler yeterli özeni göstermezken, diğerleri kaynak yetersizliğiyle mücadele ediyor.
*"Toplama ve imha" yaklaşımı: Kanunda, "toplama ve imha" yöntemi hala belirli durumlarda söz konusu olabiliyor. Bu yöntem, hayvan refahı açısından etik ve sürdürülebilir bir çözüm değil ve çoğu zaman hayvanların acı çekmesine neden oluyor. Kısırlaştırma, aşılama ve yerinde bakıma dayalı çözümler yeterince teşvik edilmiyor.
"Sahipli hayvan" tanımının bulanıklığı: Kanun, sahipli hayvan kavramını yeterince net tanımlamadığı için, hayvan sahiplerinin sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda belirsizlik yaşanabiliyor.
Eğitim ve farkındalık eksikliği: Hem vatandaşlar hem de görevliler arasında hayvan refahı konusunda yeterli eğitim ve farkındalık bulunmuyor. Bu da kanunun doğru ve etkili bir şekilde uygulanmasını engelliyor.
Kısırlaştırma ve barınakların yetersizliği: Ülke genelinde yeterli sayıda kısırlaştırma merkezi ve hayvan barınağı bulunmuyor. Mevcut olanların kapasitesi de çoğu zaman yetersiz kalıyor. Bu da sokak hayvanlarının kontrol altına alınmasını zorlaştırıyor.